İsrail ile Hizbullah arasında yıllardır süregelen çatışmalar, bölgenin istikrarını tehdit eden en büyük sorunlardan biri olmayı sürdürüyor. Son 11 ayda yaşanan sınır çatışmaları gerilimi daha da artırdı ve 2006’dan bu yana İsrail’in Lübnan’daki ilk işgali olarak tarihe geçti. Bu ortamda, Lübnan halkı ordunun bu işgale karşı nasıl bir rol üstlendiğini merak ediyor. Peki, Lübnan ordusu bu çatışmalarda nasıl bir pozisyon alıyor?
Lübnan Ordusunun Sınırlı Katılımı
Lübnan ordusu, İsrail işgaline karşı doğrudan çatışmalarda yer almamaktadır. Bunun temel sebebi, ordunun bu tür bir savaşı sürdürebilecek yeterli cephaneliğe ve kaynaklara sahip olmamasıdır. İsrail ordusu ise Batılı ülkelerden aldığı mali destek ve ileri teknoloji ekipmanları ile Lübnan’a kıyasla çok daha donanımlıdır. Bu durum, Lübnan ordusunun etkisiz kalmasına yol açmakta ve ülkenin savunma yükünü büyük oranda Hizbullah’a bırakmaktadır.
ABD Yardımları ve Ordunun Durumu
Lübnan ordusuna yapılan yardımların başlıca kaynağı ABD’dir. Ancak bu yardımlar, Hizbullah’a karşı savaşan ABD’nin stratejik çıkarlarına zarar vermeyecek ölçüde sınırlıdır. ABD’nin desteğiyle ordunun maaşları ödenmiş ve çeşitli ekipmanlar sağlanmış olsa da, bu destek İsrail’e yapılan yardımlarla kıyaslandığında oldukça yetersiz kalmaktadır.
Ordunun içinde bulunduğu ekonomik darboğaz da bu durumu daha da zorlaştırmaktadır. 2020 yılında Beyrut’ta yaşanan büyük patlama, Lübnan’ın ekonomik krizini derinleştirmiş ve ordu personelinin maaşlarının ödenememesi gibi temel sorunlar ortaya çıkmıştır. Yakıt gibi temel ihtiyaçların karşılanamaması, ordunun operasyonel yetkinliğini büyük ölçüde zayıflatmıştır.
Hizbullah ve Ordunun Rolü
Lübnan’ın savunmasını büyük ölçüde Hizbullah üstlenmiş durumdadır. Hizbullah’ın askeri kapasitesi, özellikle İsrail karşısında gerilla savaş teknikleri kullanarak etkin olabilmesine olanak tanımaktadır. Lübnan ordusu ise daha çok iç güvenliği sağlamaya ve bölgedeki istikrarı korumaya odaklanmaktadır. Lübnan ordusu, özellikle Hizbullah destekçilerinin yoğun yaşadığı bölgelerde güvenlik önlemlerini artırarak, olası iç çatışmaların önüne geçmeye çalışmaktadır.
Son olarak, Lübnan’da Hizbullah lideri Hasan Nasrallah’ın öldürülmesinden sonra, Lübnan ordusu daha hassas bölgelere yoğun bir şekilde konuşlandırılmış ve ülkede iç huzuru korumak adına önemli bir sorumluluk üstlenmiştir. Lübnan ordusu, ulusal birliği koruma çağrıları yaparak, iç savaş riskine karşı halkı bir arada tutmaya çalışmaktadır.
İsrail ile Doğrudan Çatışma İhtimali
Her ne kadar Lübnan ordusu İsrail’e karşı doğrudan bir savaşın içinde yer almasa da, güney sınırında önemli bir askeri varlık bulundurmaktadır. İsrail’in Lübnan’a yönelik hava saldırılarında bir Lübnan askerinin hayatını kaybetmesi, ordunun işgalin etkilerini yakından yaşadığını göstermektedir. Gelecekte olası bir ateşkes durumunda, Lübnan ordusunun daha fazla asker konuşlandırması gerekecektir. Ancak bu durum da ordunun içinde bulunduğu mali zorluklar nedeniyle önemli bir engel teşkil etmektedir.
Lübnan ordusu, İsrail’e karşı doğrudan bir askeri karşılık veremeyecek durumdadır. Hizbullah, İsrail’e karşı direnişin başını çekerken, Lübnan ordusu daha çok iç güvenliği sağlamaya ve ülkenin istikrarını korumaya odaklanmıştır. ABD’den gelen sınırlı yardımlar ve ülkenin içinde bulunduğu ekonomik kriz, ordunun etkinliğini büyük ölçüde zayıflatmakta, Lübnan’ı bu zorlu süreçte daha kırılgan bir hale getirmektedir.
